Gazetede ufak bi yazı ilişmişti gözüme "Güzelavrat otu 78 kişiyi zehirledi." ve Şeker Kanyonu çıkışında fotoğrafladığımda güzel bir makale hazırlamak istemiştim ama içine girdikçe çıkılmadığını fark ettim. Öyle bir bitki hayal edin ki cadılıktan komplolara kadar kullanılsın, tıpta ve sağlıkta vazgeçilmez olsun, kadınlar güzel gözükmek uğruna göz bebeklerine damlatsın ve bu şekilde liste uzayıp gidiyor işte...Bir kaç bilgiyi birbiri ardına sıraladım.
DHA'dan Onur SAĞSÖZ'ün haberine göre;
[ATATÜRK Üniversitesi Tıp Fakültesi Aziziye Araştırma Hastanesi Acil Servis Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Şahin Arslan, halk arasında ‘deli bat bat’ ve ‘güzelavrat otu’ olarak bilinen ve üzüme benzer meyvesiyle dikkat çeken ‘Atropa belladonna’nın bir yılda 78 kişiyi zehirlediğini açıkladı. ‘Deli bat bat’ meyvesinden yiyenlerin anormal hareketlerde bulunduğunu ve hayal görmeye başladığını belirten Yrd. Doç. Dr. Arslan, “Özellikle çocuklar büyük risk altında. Üzüm sanıp hemen yiyebiliyorlar. Müdahalede geç kalındığı taktirde kişi eski haline dönemeyebiliyor'' dedi.Özellikle tarla kenarlarında görülen ‘deli bat bat’ın, ‘atropin’ adı verilen zehir içerdiğini vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Şahin Arslan, zehirin kişinin beyin aktivasyonunun etkilediğini belirtti. Bu yabanıl otun meyvesinden yiyenlerin hayal gördüklerini ve gördükleri şeyi yakalamaya çalıştıklarını anlatan Yrd. Doç. Dr. Arslan, son bir yılda 78 kişinin bu yüzden zehirlendiğini kaydetti, şöyle konuştu: “Terleme, mide bulantısı ve kusma gibi belirtilerle ortaya çıkan zehirlenme vakalarında özellikle çocuklar bağışıklık sistemlerin zayıf olması nedeniyle hızla etkileniyor. Zamanında müdahale yapılmadığı taktirde kalıcı istem dışı hareketler, konuşma bozuklukları gibi sorunlar ortaya çıkabiliyor. Bu durum yetişkinler için de geçerli. Bu tür durumlarda en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalı ve hasta refakatçileri kişinin yediği otu da beraberlerinde getirmelidir.'']
Besikçi Baharatlarının internet sayfasına (http://www.besikci.com/) göre;
[Batıl inanışlara göre, cadılar, ayinlerinde hayal gördürücü etkisi için bu bitkiyi kullanmaktadırlar. 1582'de İskoçya Kralı, Danimarka ordusunu yataklarında güzelavrat otu ile zehirlemek suretiyle yenmeyi başarmıştır. Belladona iki İtalyanca kelimenin birleştirilmesi ile elde edilmiştir. İtalyanca bella güzel, dona hanım anlamına gelmektedir. Bitkinin eskiden Romalı hanımlar tarafından kozmetik boya olarak ve gözbebeklerini büyütüp etkileyici bakışlara sahip olmak amacıyla kullanıldığı bilinmektedir.
Orta çağda çok zehirli bir yaprak olarak tanınan Atropa Bella-done 16. yy. dan itibaren insan ve hayvan sağlığında kullanılmaya başlanmıştır. İlaç olarak kullanılan kısımlar bitkinin yaprakları ve kökleridir. Yapraklar çiçek açma zamanından önce toplanır ve havadar gölgelik yerlerde kurutularak toz haline getirilir. Kökleri ise bitki çiçekli iken yani yaz sonunda topraktan çıkarılır yıkanır, tam olarak veya ince dilimler halinde kesildikten sonra kurutulup toz haline getirilir. Bu materyal kapalı cam kavanozlarda, ışıksız yerlerde muhafaza edilmelidir.]
ve yine aynı sitede düşük miktarlı kullanımları ile ilgili yararlarda anlatılmış fakat bu bilgilere yer vermeyerek sitedeki kritik bir bilgiye daha yer veriyorum.
[10 kadar meyve veya 1 gram kuru yaprak tehlikeli zehirlenmelere yol açabilir. Susuzluk, boğazda kuruluk, baş ağrısı, sayıklama, taşkınlık ve hiddet zehirlenme belirtileridir.]
http://www.pantheon.org/areas/featured/witchcraft/chapter-7.html sitesinde Encyclopedia Mythica
[Belladonna, the Deadly Nightshade, was the Devil's favorite plant.] (güzelavratotu şeytanın en sevdiği bitkiydi) diyerek anlatıyor mitik hikayesini.