20 Eylül 2010 Pazartesi

Büyük Umutlar, Küçük Umutlar ve Volkanik Cam



Hatırladığım, anladığım ve yorumlayabildiğim kadarıyla yazmaya çalışıyorum. Üstü kapalı bir yüzleşme bu.

Bir doğa yürüyüşü sonrası ekipteki arkadaşlardan Pelin sanırım bir yaratıcı drama çalışması gerçekleştirdi. Bizim katılımımızla. Ekipteki herkese tombul ve yeşil renkli birer ahşap boncuk dağıttı. Hepimiz halka halinde yanyana dururken kendimiz için dilek tutmamızı istedi. Kısa bir süre sonra küçük ve kahverengi boncukları dağıtarak kendimiz için tuttuğumuz dileklerin onda birini arkadaşlarımız veya ihtiyacı olanlar için dilememizi istediğinde bir duraksama yaşadım. İnanın kendim için tuttuğum dileklerin bencilliği altında ezildim. Onda birini dileyemedim o an işte. Sonrası daha acıydı, sırayla herkesin büyük ve küçük umutlarını soruyordu. Kişiye özel  Umutlar olduğunu bahane ederek sıvıştım usulca. Bencilliğimin herkes tarafından bilinmesini istememiştim çünkü. Bencilliğimle kendi içimde hesaplaştım ama sonucun değiştiği pek sanmıyorum. Canlılar bencil yaratılışlı temelde.

Saklıyorum boncukları hatırlatması için bencilliğimi...

Pelin bir Hasan Dağı hatırası olarak getirdiği Obsidiyen (Volkanik Cam) taşlarından birini de bana vermişti. Hoşlanacağımı düşünerek. Benim için Büyük Umutlar, Küçük Umutlar Boncuklarım ve Volkanik Cam yanyana gelince ayrı bir anlam oluşturmuştu. Kendim için yaptığımdan daha güzelini yapma ihtiyacı hissettiren obsidiyen'den bir parçayı işleyerek gerçek sahibine ufak bir süs yapmıştım. :)

Hiç yorum yok: