Ulus'ta bulunan Roma Hamamı, Julien Sütunu, Hacı Bayram Veli Türbesinin bitişiğindeki Augustus Tapınağı ve Ulus meydanına yakın yerde bulunun kalıntılar hemen aklıma gelen Ankara'daki Roma dönemi tarihi eserleri.
Ankara Kalesinde gezinirken, surlar içinde, hemen kendini belli eden farklı şekil ve boyutlardaki pek çok mermer blok görmüştüm. Mevcut bulunan kalıntılarla (roma dönemi) kendilerini güvene alacak olan kalelerini inşa etmişlerdi. Tarihle Tarihi Yaratmışlardı yani. Surların dört bir yanındaki sanat şaheseri blokları görünce Ankara'nın Roma döneminde nasıl bir şehir olduğunu merak etmiştim. Düşünün Ulus'un altında bulunmayı bekleyen daha neler olabilirdi!
Sonrasında Hacı Bayram Veli Türbesiyle sırt sırta veren Augustus Tapınağı ise başka bir hikaye anlatıyordu. Roma döneminde tapınak olarak başladığı hayatını Bizans döneminde kilise ve Osmanlı döneminde ise neredeyse (max 5 metre yanı) bir cami olarak devam ettirmişti. İnsanların manevi değerler yükledikleri yerlerde manevi işleri yapmaya meyil göstermeleri pek çok yerde rastlanılabilir durum olsa gerek. Memlekette pek çok mezarlığın ve ibadet yerinin araştırılsa buna benzer hikayeleri çıkar diye düşünüyorum.
Anadolunun şirin ve sakin bir köşesinde bir köy evinin su basmanında veya köşe taşı olarak kullanılan Roma dönemi kalıntısına şaşırmamak gerekir. Pek çok medeniyeti barındıran bu topraklar kültürleri de tarihi de birbirinin üzerine ekleyerek inşa ediyor sanırım.
Hayal kuruyorum bazen zaman makinesi değil, zamanda yolculuk yapabilen bir fotoğraf makinesi bile yeterdi bana diye...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder