30 Aralık 2011 Cuma
Mersin Taşı Yüzük
18 Ekim 2011 Salı
Aglais Urticae
11 Ekim 2011 Salı
Emektar
Zamanında Siteler'den alınan ceviz ahşap parçayı kullanıyorum. Ama emin olamıyorum ceviz midir meşe midir? Her halükarda sert ağaçtan, işlemesi zor ve emektar bıçağı hak eder yani! Basit bir çizim, bol kesme-biçme işinin ardından eldeki pirinç plakayı bakır tel üzerine sararak dekoratif bir perçin yaratma çabası. (Her evde paslanmaz bir perçin bulunmuyor) Biraz tıraşlama ve ceviz yağıyla güzel bir masaj. Kurbanda Emektar yine sahneye çıkar.
2 Ekim 2011 Pazar
Zati
Ya Sabır
24 Eylül 2011 Cumartesi
Alea Iacta Est - Zarlar Atıldı
Güzeller güzeli dillere destan Yedigöller ve belki de buranın hala güzel kalmasını sağlayan kötü yollarını bilmeyen yoktur. İlk kez gitme fırsatı yakalamıştım. Yol başlamıştı ve zarlar atılmıştı. Araçta müzik tamam, şöför kafadar, kırmızı ışıklarda bas çek bas çek frenlerle başlamıştık yola, s'ler yaparak düz yolda çalkalamayla devam ettik ve müzik eşliğinde gayet eğlenceli sağ salim vardık Yedigöller'e. Gez toz derken Anıt Karaçam ve Gülen Kayalar arasında fotoğraftaki manzara ile karşılaştım. İnsanın başına hiç gelmeyecekmiş gibi şeylerin kanıtıydı adeta. Sonrasında yemekte şöförün bir kutu bira içtiğini gördüğümde pek hoş bir durum olmamıştı ama bir biradan bir şey olmazdı. Dönüş yoluna geçmiştik. Öncesinde yolumuzu kaybedip pek güven vermeyen tek şeritli bir köprüden yolcuları indirerek aracı geçirmiştik. Ekip şen ve kıpır kıpırdı. Şöför manuel olarak disko ortamını yaratıyordu müzik eşliğinde, danslar, eğlenceler... Şöförün iç ışıkları söndürdüğü bir sırada ekipteki arkadaşlardan biri şakayla karışık "farları da söndür" diye seslenince; kafadar şöför ayak uydurmayı eksik etmedi kap karanlık yolda. Aklıma direkt olarak bu fotoğraf gelmişti. Ertesi gün arkadaşlardan öğrendim bizim şöförün tek gözünün takma olduğunu!
"Zarlar Atıldı" (Alea iacta est) ve biz kazandık. O köprüden geçerken de farlar kapandığında da s'ler yaptığımızda da gerçeğin kıyısından döndük. Bu fotoğrafı ibretlik olarak saklamalıyım.
19 Eylül 2011 Pazartesi
Erbab-ı Hayat
Bu blogda bir gün karaçam (pinus nigra) fotoğrafı etiketleyeceğimi hiç düşünmemiştim. Çünkü alışmıştım görmeye onu ve yabancı değil bana. Ama 500 yaşını devirmiş ise sadece hayran bırakır kendine.
12 Eylül 2011 Pazartesi
Güçsüz Karınca
Pek çok kişi için padişah tuğraları en etkileyici mühürler sanırım, içlerinde kimin evladı oldukları ve "el muzaffer daima" ibaresini içeriyormuş. Benim en beğendiğim ise Mimar Sinan'ın mührü. Okuduğum kaynağa göre mühürün ortasında "el-fakirü'l-hakir Sinan", kenarında ise "ser mimaran-ı hassa müstemend bende-i miskin kemine dermend" ifadesi yer alıyormuş. Biraz daha anlaşılır haliyle "fakir ve hakir Sinan - saray baş mimarı değersiz ve miskin bendeleri". Sadece bu kadarla da kalmamış yazma nüshalarda "mur-ı natuvan" yani "güçsüz karınca" olarak tanımlıyormuş kendini. Ne kadar alçak gönüllü, etkileyici ve ilham verici değil mi?
8 Eylül 2011 Perşembe
Begonya
Eski bildiklerimi bile unuttuğumu düşünüyorum, her ne kadar üstüne yeni bir şeyler ekleme çabası olsa bile. Sonra insanı dibi çatlak toprak bir kaba benzetiyorum. İçini doldurmaya çalıştıkça alttan damlatıyor. Eğer doldurmazsan içini yaramıyor hiçbir şeye. Damlattığından fazlaysa koyduğun eğer kullanılabiliyor belki! Zamanla çatlağın büyümesi, koyduğundan fazlasının eksilmesi ve kabın kırılması kaçınılmaz ama o zamana kadar içini doldurupta doğru yere boşaltabilirsen eğer güzel bir çiçek yetişebilir.
6 Eylül 2011 Salı
Ginghko Biloba - Mabet Ağacı
Fırsat olursa Goethe'nin kendi el yazısıyla yazdığı Ginghko şiirine göz atmak gerek.
26 Ağustos 2011 Cuma
Butane
Epeyce bir zaman jet biçimli alev veren bir çakmağım olsun istemiştim. Hobi maksatlı kullanmayı planladığım çakmağın mangal yakarken bile başarılı olacağını düşünürdüm. Ancak aldığım ilk ucuz çakmağım dayanamayıp erimek suretiyle terk-i diyar eyledi. Bende biraz daha iyi bir çakmak/pürmüz edindim. Kullandıkça tekrar doldurmak gerekiyor haliyle... Bana iyi bir marka olduğu söylenen ilk bütan gazı yedeğim ile ikinci tedarikimde beni şaşırtan defolu ikizi... Lütfen dikkat! Fuel Refill ve Ruel Refil. Ben bundan sonra metal ucuyla daha başarılı bulduğum Golf olanı tercih edeceğim.
22 Mayıs 2011 Pazar
Skineart & Ateşdide
Kelimelerin güçlü bir etkisi olduğuna inanıyorum. Bazı kelimeler duyduğunuzda hemen etkiler anlamını tam olarak bilmeseniz bile. "Ateşdide" bence öyle bir kelime. Anlamını öğrenince daha etkili oluyor sanırım. Ateşdide karalamamı Skineart'a ekledim. :))
Ateşdide: Ateş görmüş, ateşten geçmiş / Büyük ızdırap çekmiş ve tecrübe geçirmiş adam.
15 Mayıs 2011 Pazar
Nevruz der ki ben nazlıyım
Nevruz der ki ben nazlıyım
Sarp kayalarda gizliyim
Mavi donlu gökyüzlüyüm
Benden ala çiçek var mı?
Nevruz henüz kutlanmışken denk gelmiş olması güzel bir tesadüf oldu.
26 Nisan 2011 Salı
Cüce Nar
Yaşadığımız apartmanlarda büyük ağaçlara ayırabilecek yerlerimiz yok, belki yer probleminin çözümüdür bodur ağaçlar.
İlk görüşte beğenerek almaya karar vermiştim bu küçük ağaççığı. O kadar güzel ki üstünde meyveleri olduğunda. Cüce ya da Bodur Nar (Punica Granatum Nana) hakkında internetten basit bir araştırma yaptım ve ilginç bulduğum şeyleri basit bir şekilde günlüğüme eklemeye karar verdim.
Gıda ve lezzet boyutunu geçiyorum. Zaten benim narım cüce. Ruhani bir tarafı var, pek çok anlam yüklenmiş pek çok inanışta.
Yahudilikte; nar, doğruluğu simgelermiş. Hristiyanlıkta (bir inanca göre); Adem ile Havva’ya yasak olan cennet meyvesi elma değil, nar olduğu için dini süslemede nar sıklıkla kullanılmış. Müslümanlıkta; nar, Allah’ın yarattığı güzel şeylerin bir örneği ve cennetteki bir meyve olarak anlatılmış.
Sanatsal tarafına gelince narı mı, nar çiçeğini mi araştırmak gerekli bilemedim ben.
Nar Anadolu motiflerinde kullanılmış ve bereketi sembolize etmiş. Çiçeği şiirlere girmiş en güzeli betimlemiş.
Kırk odanın kırkında da kırk güzel
Kırk aynada çengi çengi bir güzel
Çağlar ötesinde bir avuç nota
Günaydınım, nar çiçeğim, sevdiğim....
diyor Feyzi Halıcı şiirinde, bu şiir Kürdilihicazkâr makamında Türk Sanat Müziği oluyor kulaklarda çınlıyor.
Kaynaklar: Wiki, dipnotkitap, musikidergisi, antoloji
4 Mart 2011 Cuma
Calligraphy & Skineart
2 Mart 2011 Çarşamba
Siklamen - Cyclamen Spp.
Orman açıklıkları ve kayalık alanlar olan çok yıllık yumrulu bir bitki siklamen, bahar aylarında doyum olmaz izlemesine :)
Yumru, yaprak, çiçek
Siklamen misal kompozisyon
Giriş, gelişme, sonuç
Siklamen misal hayat
1 Mart 2011 Salı
Yüksükotu - Foxglove - Digitalis Lanata
Wikipedia'da yer alan yayılım haritasını göre geniş yayılım alanına sahip yüksükotu niçin kendini göstermiyor bana diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Büyüleyici görüntüsüyle bana bir insan suratını hatırlatıyor yüksükotu. Ancak güzelliğine aldanmamak lazım, kalp ilacı olarak kullanılan bir madde barındırıyormuş ve tehlikeli durumlar oluşturabilirmiş. Farklı bir yüksükotunun tohumunu alarak saksıda yetiştirmeyi planlamıştım ama sanırım çocukların ulaşabileceği bir yer sakıncalı olabilir. Tekrar düşünmek gerekecek... Bu arada Ayaş'ta baraj kenarında güneş alan bir yamaçta karşılaştık bu arkadaşla.
16 Şubat 2011 Çarşamba
Uykunun Ayyaşı
18 Ocak 2011 Salı
At Osuruğu Mantarı - Puffball Fungus :(
16 Ocak 2011 Pazar
Amanita
Benim ilgimi çeken bilgiler ise; Avrupa'da sinek mantarının şans getirdiğine inanılması, ortaçağ'da üzerine konan sinekleri sersemletip boğduğu için bu mantarın suyu sineklerden korunmak için kullanıldığı, Şamanların ayinlerini düzenlemeden önce, Vikinglerin de bir yeri işgal etmeden önce bu mantarı yedikleri...
Kaynaklar:
http://tr.wikipedia.org/wiki/Sinek_mantarı
http://en.wikipedia.org/wiki/Amanita